Click to rate this post!
[Total: 3 Average: 5]

Büllöz akciğer hastalığı, obstrüktif hastalıkları kapsayan bir durumdur ve akciğerdeki alveollerin arasında hava birikmesi şeklinde gelişir. Alveol yapılarının daha havadar olması ve içindeki duvarların yok edilmesi ise, akciğerdeki dolaşımın bozulmasına ve tedavi edilmezse ciddi solunum sıkıntılarının oluşmasına neden olabilir.

Büllöz Akciğer Hastalığı Nedir?

Büllöz hastalığında, akciğerlerde bül, bleb veya amfizem adı verilen yapılar oluşur. Bronşların son kısmı olan bronşiollerdeki hava boşlukları harap olur ve genişler.

İçinde hava bulunduran 1 cm’den büyük akciğer yapıları bül olarak adlandırılır. İncelmiş ve sıkışmış akciğer parankimi, akciğer zarı ve duvarlarında bül oluşabilir.

Bleb ise akciğeri saran zarın arasında toplanan havayı belirtir. Bleb yapısının ince çeperi yırtılır ve hava göğüs boşluğuna kaçar. Bu hava plevral boşluğa dolarak pnömotoraksa yol açabilir.

Erkeklerde büllöz akciğer hastalığının oluşma riski, kadınlarınkinin neredeyse 2 katıdır. Ayrıca kişinin yaşı da hastalık gelişiminde etkilidir. Daha yaşlı bireylerde vücut savunması daha düşük olduğu için hastalık riski de aynı oranda yüksektir. Büllöz gelişimine neden olan durumlar ise şunlardır:

  • Sigara kullanmak
  • Tüberküloz
  • Genetik yatkınlık
  • Kötü hava kirliliği ve zayıf ekoloji şartlarına uzun süre maruz kalmak
  • Kronik iltihabi hastalıklar (bronşektazi, bronşit, bronşiyal astım gibi)
  • Sarkoidoz

Hastalığın gelişmesi ile birlikte bullanın çağı 1-10 cm arasında olabilir. Daha büyük çaplı bullalar dev olarak kabul edilir ve bullanın konumu farklılık gösterir. Bu yapılar çoklu veya tekli olabilir, çevresindeki dokuları sıkıştırır ve akciğerlerdeki oksijen dengesini kötü şekilde etkiler.

Büllöz Akciğer Hastalığı Belirtileri

Hastalığın gelişmesiyle birlikte çeşitli klinik bulgular ortaya çıkar. Zaman içinde yavaş yavaş gelişen nefes darlığı önemli bir semptomdur. Nefes alırken solunum güçlüğünün oluşması, öksürük, balgam ve boğulma gibi ataklar da hastalığa eşlik eden bulgular arasındadır.

İlk evrede zamanlar artan fiziksel zorlanmalar gözlenir. Bazı hastalarda ise herhangi bir bulguya sebep olmaz, kimi hastalarda ilerleyen göğüs ağrısı ve nefes darlığı ön plandadır. Göğüs yan ağrısı, lökositoz, ateş ve akciğerden gelen sesler diğer belirtilerdendir.

Büllöz Akciğer Hastalığının Teşhisi

Büllöz teşhisi için uzman hekime başvurmak gerekir. Asemptomatik hastalarda rutin kontrollerde uygulanan akciğer grafisi ile bilgisayarlı tomografi gibi tetkikler büllöz teşhisinde kullanılabilir.

KOAH hastalığı, pnömotoraks ve çeşitli hastalıkların teşhis veya kontrolünde tesadüfen büllöze rastlanılabilir. Pnömotoraks hastalarının 589’unda bül veya bleb yapılara rastlanır. Kimi hastalarda check-up muayeneleri de büllöz teşhisi için ayırt edicidir.

Bu hastalık kimi hastalarda, yavaş yavaş ilerlediği ve hastada herhangi bir bulguya neden olmadığı için tespit edilmesi zor bir hastalıktır. Genellikle tanı, rutin kontroller sonucunda konulur. Bu aşamada BT taraması büllözlerin daha net şekilde saptanması adına oldukça önemlidir.

Büllöz Akciğer Hastalığı Tedavi Yöntemleri

Büllöz akciğer hastalığının tedavisinde amaç, alveollerdeki iltihaplanmayı ortadan kaldırmak ve akciğerlerdeki rahatsızlık verici gaz değişim sürecini düzene sokmaktır.

Hastalığın ortaya çıkardığı komplikasyonlardan tamamen kurtulmak oldukça zordur, ancak erken evrede başlatılan tedavi ile hastalığın neden olduğu geri dönülemez sonuçları engellemek mümkün olur. Belirtileri gidermek adına alınan önlemlerin tamamı hastalığın ilerlemesini durdurur.

Cerrahi Tedavi

Büllöz tedavisinde öncelikli tedavi yöntemi ameliyattır. Ameliyat ile akciğer hacmini normale döndürmek ve solunumu normal haline getirmek mümkün olur. Cerrahi operasyonun erken dönemde yapılması daha etkilidir, ayrıca erken teşhiste hastalığın fazla ilerlememesi sağlanır. Böylece daha ciddi komplikasyonlar henüz oluşmadan önlenebilir ve ameliyat daha kısa sürede, daha yüksek başarı oranıyla tamamlanır.

Cerrahi operasyonda göğsü kesmek gerekmeyebilir, bunun yerine küçük bir kesi atılır. En sık kullanılan cerrahi yöntem VATS (Kapalı Ameliyat) yöntemidir. İleri seviyeli hastalarda daha ağır bir operasyon süreci uygulanabilir. Bazı hastalarda akciğer nakli ve çıkarması gibi işlemlerin uygulanması gerekebilir.

İlaç Tedavisi

İlaç tedavisi ile hastalığı tetikleyen nedenlerin ortadan kaldırılması amaçlanır. Bunun için amfizeme neyin sebep olduğunun net bir şekilde bilinmesi önemlidir.

Gerekli tetkik ve çalışmaların yapılması ile hastaya hangi ilacın verilmesi gerektiği kararlaştırılır. Hastalığın sebebi, gidişatı ve hastadaki semptomlara göre farklı ilaçlar kullanılabilir.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Hastada hangi tedavi yöntemi uygulanırsa uygulansın, sağlıklı alışkanlıkların kazanılması tedavinin hızlanmasını ve hastanın daha kısa sürede iyileşmesini sağlar.

Solunum jimnastikleri, temiz hava yürüyüşleri, hafif egzersizler ve sigara kullanımını bırakmak bu sağlıklı değişikliklerin başında gelir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Yukarı