Günümüzde yaşanan gelişmeler sonucu, göğüs cerrahisi eskiye göre daha kolay ve başarılı şekilde uygulanabilmektedir. Minimal invaziv yöntemlerle gerçekleştirilen göğüs cerrahisi sayesinde hastalık bölgesine ulaşmak daha kolay, ameliyat sonrası iyileşme ise oldukça hızlıdır. Ayrıca ameliyat başarı oranı yüksek, komplikasyon riski düşüktür. Bu nedenle göğüs ile ilgili hastalıkların tedavisinde minimal invaziv cerrahi yaygın olarak tercih edilir.
Minimal İnvaziv Göğüs Cerrahisi Nedir?
Minimal invaziv, genel olarak tıp dilinde kullanılan bir kavramdır ve uygulanan ameliyatın oldukça küçük kesiler yardımıyla gerçekleştirilmesi anlamına gelir. Göğüs cerrahisi de dahil olmak üzere, pek çok farklı alanda kullanılan bu yaklaşım, hasta için daha az ağrılı ve kolay bir iyileşme süreci sunar. Geleneksel açık ameliyatlar kadar yaygın tercih edilen minimal invaziv göğüs cerrahisi, laparoskopik ve robotik uygulamaları içerir. Bu yöntem sayesinde göğüs bölgesini komple açmak ve iyileşme sürecini uzatacak kesiler yapmak gerekmez, dolayısıyla ameliyat minimum doku hasarı ile birlikte tamamlanır.
Minimal invaziv uygulamalardaki kesi boyutu genellikle 5 cm altındadır ve bu sayede sorunlu bölgeye doğrudan ulaşarak müdahale edilebilir. Nispeten geniş kapsamlı bir onarım gerektiren durumlarda ise minimal invaziv teknik yeterli olmayabilir ve klasik ameliyat tercih edilebilir.
Minimal İnvaziv Cerrahinin Avantajları
Minimal invaziv göğüs cerrahisini açık ameliyattan ayıran sayısız avantajı vardır ve bunlar şu şekilde sıralanır:
- Hasta memnuniyet oranı yüksek, ameliyat komplikasyon riski düşüktür.
- Hastaya yapılan kesiler oldukça küçüktür ve kozmetik iyileşme sağlar.
- Kesilerin küçük olması sayesinde doku hasarı minimumda tutulur ve hasta daha çabuk iyileşir.
- Açık ameliyata göre daha az ağrılı ve kolay bir yöntemdir.
- Operasyon sırasında kanama oluşma riski minimumdur.
- İmmün sistem ameliyat stresinden az etkilenir.
- Sadece hastane yatış süresi boyunca değil, taburculuktan sonraki aşamada da hasta yüksek konfora sahip olur.
- Solunum fonksiyonu daha iyi ve konforludur.
Minimal İnvaziv Cerrahi Kimler İçin Uygundur?
Minimal invaziv teknikler şu gibi durumlarda uygulanabilir:
- Akciğere yönelik girişimler
- Özofagus cerrahisi
- Mediasten cerrahisi
- Plevra ve göğüs duvarı cerrahisi
- Göğüs duvarı problemleri
Bununla birlikte minimal invaziv girişimlerin uygulanabilmesi için akciğerin kamera ve alet müdahalesine izin verecek derecede sönmüş olması gerekir. Ayrıca hastanın kendi başına nefes alamadığı için entübe edilmesi de lazımdır. Ancak geçirilen enfeksiyonlar nedeniyle oluşan yapışıklıklar minimal invaziv cerrahiye engel olur ve bu tip hastalarda açık ameliyatın tercih edilmesi gerekir. Hastanın tek akciğer ventilasyonunu tolere edemediği, akciğer kanserinin ileri evreli olduğu durumlar da minimal invaziv girişimler için uygun değildir.
Minimal İnvaziv Göğüs Cerrahisi Çeşitleri
Minimal invaziv teknik, açık cerrahiye göre sahip olduğu avantajlar nedeniyle göğüs ameliyatlarında sıklıkla tercih edilir. Ekartör kullanmadan ve küçük cilt kesileri yardımıyla uygulanan bu ameliyatlarda farklı girişimler mevcuttur.
VATS
Toraks boşluğuna uygulanan minimal invaziv teknik olan VATS yöntemi, diğer adıyla videotorakoskopik VATS olarak bilinir. Travmayı en aza indirmek için özel aletler kullanılarak uygulanan bir göğüs cerrahisidir. Avantajları nedeniyle günümüzde giderek yaygınlaşan bu yöntem hemen hemen bütün göğüs hastalarına uygulanabilir.
Klasik yöntem olarak da bilinen torakotominin aksine, VATS tekniğinde iki kaburga arasına açık ameliyat ile girme zorunluluğu yoktur. Bunun yerine minimal kesiler üzerinden göğüs boşluğuna, kamera sistemi ve özel cerrahi ekipmanlar gönderilir. İçerideki kamera görüntüleri ameliyathanedeki ekrana yansıtılır ve bu sayede operasyon bölgesi anlık olarak değerlendirilebilir. Vakaya göre göğüs boşluğuna girilmesi ve müdahale edilmesi gereken bölge de kamera üzerinden belirlenir. Böylece ameliyat başarı oranı artar ve soruna doğrudan müdahale imkanı olur.
RATS
RATS tekniği, göğüs cerrahisinde kullanılan bir diğer minimal invaziv yöntemdir ve robotik toraks cerrahisi olarak da bilinir. Özellikle akciğer hastalarına uygulanan bu yöntem, kapalı bir tekniktir ve özel bir robot teknolojisi yardımı ile uygulanır. Kullanılan özel ekipmanlar sayesinde akciğerdeki tümör, büyük bir kesi açmaya gereksinim olmadan alınabilir. Cerrahiye uygun bütün akciğer kanserlerinde RATS tekniği uygulanabilir.
İşlem sırasında hasta masaya belirli bir pozisyonda yatırılır ve uygulanacak işleme göre değerlendirilir. Yapılacak işleme göre giriş yerleri açılır ve robotik kollar konumlandırılır. Daha sonra işlemi gerçekleştirecek uzman, üzerinde kontrol kolu bulunan bir masa üzerinden içerideki kolları yönetir. Akciğerin bir bölümünün veya tamamının çıkarılmasını gerektiren durumlarda, genellikle 3 farklı kol kullanılır ve böylece ameliyatın başarılı şekilde tamamlanması sağlanır.
Uygulanan teknikler genel hedef anlamıyla benzerdir ve kapalı operasyona göre avantajlıdır. Her iki teknikte de morbidite ve mortalite oranı düşüktür ancak VATS, RATS’a göre daha ucuz ve ulaşılabilir bir yöntemdir. Bu nedenle daha çok tercih edilir. Her iki yöntem de etkili ve kullanışlıdır ancak RATS tekniği daha maliyetli olduğu için daha az merkezde aktif olarak uygulanır. Hangi yöntem tercih edilirse edilsin, hastanın iyileşme hızı ve ameliyatın başarı oranı klasik ameliyatlara göre yüksek olacaktır. Bununla birlikte, kimi zorlu vakalarda gerekirse açık ameliyata dönmekten çekinilmemesi ve onkolojik prensiplerden ödün verilmemesi önemlidir.