Tüberküloz hastalığının etkeni olan tüberküloz basili, ilk kez Robert KOCH tarafından 1882 yılında bulunmuştu.
Tüberküloz basilini öldüren ilk ilaç yaklaşık olarak 63 sene önce bulundu. Bu da 1944 yılına tekabül etmektedir.
İlacın adıysa “Streptomisin”dır. Tüberküloz hastalığı için 1944 yılında tedaviye başlanmıştı.
Peşi sıra 1970 yılına kadar da başka ilaç tedavileri geliştirilmeye başlandı. İlaçlar üç ya da dört ilaçtan oluşup kombinasyonlar şeklinde hastaların tedavisinde kullanıldı.
Şu anda da, günümüzde tüberküloz hastalığı için kullanılan ve oldukça da etkili olan tedavi rejimi, 1974 yılından beri kullanılmaktadır.
Tüberküloz Hastalığı Ne Olarak Karşımıza Çıkar?
Halk arasında verem hastalığı olarak anılan tüberküloz bulaşıcı bir hastalıktır. Tüberküloz hastalığına neden olan bakteri ise mycobacterium tuberculosistir.
Mycobacterium tuberculosis adlı bakteri solunum yollarından vücuda girer, öncelikli olarak akciğerlerde geniş bir iltihaba neden olur.
Tüberküloz, akciğer değil de başka bir organ da tutulum gösterirse o organa özgü belirtiler ve bulgular göstermektedir.
Organlara hasar vermektedir. Tüberküloz genellikle, akciğerde öncelikli olup lenf bezleri, akciğer zarları, kemikler, böbrekler ve beyin zarlarında görülmektedir. Vücutta ki tüm organlara bulaşma özelliğine de sahiptir.
Hasar görmeye başlayan organlarda ciddi bir iltihap olabilmekte ve erimeler görülebilmektedir. Bu gibi durumların devamı, organların çalışma prensiplerini etkilemektedir. Bu organlar tedavi edilmelidir.
Yoksa hasar devam edebilir. Bu hasar da giderek artmaya devam edebilir hatta öldürücü raddeye gelebilmektedir. Tedavi bunun için oldukça önem arz etmektedir. Başta da söylediğimiz gibi, akciğer ve solunum yolu ön plandadır.
Tüberküloz Bakterisi
Tüberküloz bakterisi, solunum yolundan nefes verme, hapşırma veya öksürme gibi basit yollarla ortama yayılır. Bu ortamda bulunan sağlıklı kişiler ise Mycobacterium tuberculosis adlı bakteriyi solunum yoluyla alır ve hastalık bu şekilde yayılımını sürdürür.
Tüberküloz bakterisinin vücuda giriş yaptıktan sonra hastalık yapma süresi farklılık göstermektedir.
Vücut direncinin düşmesi hızla hastalık oluşturabilmektedir. Tüberküloz hastalığı hiçbir şekilde kendini göstermeyip yıllar sonra da ortaya çıkabilmektedir.
Tüberküloz hastalığının gelişmesine yol açan birçok etmen vardır. Vücut direncini kırabilen en güçlü hastalıklardan biride AIDS hastalığıdır. Bu bağlamda, AIDS ve tüberküloz birbirleri için büyük bir beladır.
Şeker hastalığı, böbrek hastalığı, alkol ve ilaç bağımlılığı, sigara, madenci hastalığı ve kanser gibi ciddi hastalıklar oldukça risk teşkil etmektedir.
Dirençli Tüberküloz
Dirençli tüberküloz, eğer hastalar ilaçlarını yanlış, eksik, düzensiz veya yetersiz alırlarsa vücut tüberküloz bakterisini ilaca göre daha dirençli bulur.
Artık ilaç tedavisi bakteriler için herhangi bir şey ifade etmez. Bu durumda ki hastalara da dirençli tüberküloz denmektedir.
İlerleyen zamanlarda hasta ne kadar ilaç tedavisi alırsa alsın bir türlü iyileşemez. Fakat bu tedavi hem uzun hem de oldukça pahalı bir tedavidir.
Kullanılan ilaçların yan etkileri, diğer ilaçlara oranla daha fazladır. Hastaların bazılarında da ameliyat gereklidir.
Tüberküloz bakterisinin görülme olasılığı yüksek olan gruplar, küçük çocuklar ve vücut direnci düşük olan insanlar olarak sınıflandırılmıştır.
Tüberküloz hastası ile temas içinde olan veya çevresinde bulunan insanların verem savaşı dispanserleri ile iletişimi olmalıdır. Hastanın yakınları üç ay aralıklar ile en az üç kez kontrol edilmelidir.
Kontrol sırasında, akciğer grafisi ve ppd testi yapılması gerekenlerdendi. Gereken kişiler için de koruyucu ilaç tedavisi başlanmalıdır.
Tüberküloz hastalığına yakalanmış kişilerin ilaçlarını her gün düzenli bir şekilde alması, tedavi süresinde başka bir ilaç kullanması durumunda doktoruna danışmadan hareket etmemesi ve tedavi süresince inancını kaybetmemesi gereklidir.
Tüberküloz Belirtileri Nelerdir?
Tüberküloz hastalığı ile karşılaşan kişiler aylar süresince hiçbir belirti göstermeyebilirler. Tüberküloz hastalığı belirtileri genel ve akciğere özgü şikayetler olarak iki grupta karşımıza çıkmaktadır.
Bu dönemde kişilerin bağışıklık sistemleri, Mycobacterium tuberculosis bakterisiyle savaşır ve hastalığın gelişmesini önlemeye çalışır.
Fakat bağışıklık sistemi yeteli direnci gösteremediği an tüberküloz bakterileri aktif hale gelir ve halk arasında verem olarak adlandırılan tüberküloz hastalığını ortaya çıkartır. Hastalık başladığı andan itibaren vücutta bazı belirtiler baş gösterir.
- On beş günden uzun süren öksürük şikayetleri
- Yüksek ateş
- Gece terlemesi
- Şiddetli göğüs ağrısı
- Hızlı kilo kaybı
- İştahsızlık
- Halsizlik
- İlerleyen dönemlerde kanlı balgam
Belirtiler kişiden kişiye şiddet olarak değişmektedir. Yakınmalar genelde hafif hafif başlar ve yavaş ilerler. Hastalar ise bu yakınmaları farklı nedenlere bağlayarak doktora zamanından geç başvuru yapabilir.
Bu durum ise hastalığın daha çok yayılması ve tutulan organın daha da çok hasara uğramasına neden olabilir. Bu evrede hasta sadece kendisi için değil çevresi için de tehlike arz eder.
Çünkü hasta çevresine basil saçar ve birçok kişinin enfekte olmasına yol açabilir. Tüberküloz hastalığında belirtilerinden en sık karşılaşılanları ise üç haftayı geçen öksürük, kan öksürme, göğüs ağrısı ve nefes alırken ağrıdır.
Dünya Sağlık Örgütü verilerinde, dünyadaki tüm hastalıkların yüzde 2.5 ini, önlenebilir ölümlerinse yüze 26 sını tüberküloz hastalığı oluşturmaktadır.
Tüberküloz hastalığıyla en sık karşılaşılan yerler, Güney Asya, Doğu Asya ve Afrika kıtaları olarak görülse de, bu hastalık bütün ülkelerde görülmektedir.
Hem her yaştan hem de her ırktan insana bulaşan bu hastalık, ne paraya ne de başka bir kritere bakmaktadır. Tüberküloz hastalığında artık görüldüğü an bakılması gereken kriterler vardır.
Dünyada en sık tüberküloz hastalığının görüldüğü yerlerde inceleme yapıldığında, çıkan sonuçta AIDS hastalığıyla doğru orantıda bir yükseliş ya da bir düşüş olduğu görülüyordu.
Bu durumdaysa tüberküloz hastalığının AIDS gibi bağışıklık sistemini etkisi altına alan sağlık problemlerine bağlı olarak ortaya çıkabileceğine bir kanıt niteliği oldu.