Yelken göğüs (Fail Chest) travmaları genellikle trafik kazası ve ani darbelerden meydana gelen göğüs deformiteleridir. Darp ve benzeri travmalarla ortaya çıkan yelken göğüs kişide solunum sırasında ağrı ve nefes darlığı gibi belirtilere yol açar. Peki yelken göğüs nedir, nasıl tedavi edilir?
Yelken Göğüs Nedir?
Yelken göğüs diğer adıyla “Fail Chest” olarak adlandırılır ve künt göğüs yaralanmalarını kapsar. İki ya da daha fazla komşu kostada kırık ile karakterize olan bu tip göğüs yaralanmaları, özellikle sert trafik kazaları, düşme, çarpma gibi yüksek enerjili travmalar sonucu ortaya çıkar.
Travmanın şiddeti ve etkilediği yer tek veya çift taraflı yelken göğüs şikayetinin gelişmesine neden olabilir.
Yelken göğüs, ani travmalar başta gelmek üzere sert yaralanmalarla gelişir, ancak bütün göğsü etkiler. Bu nedenle erken dönemde tedavi edilmesi son derece önemlidir, çünkü tedavi edilmeyen yelken göğüs akciğer kontüzyonu, pnömotoraks, hemotoraks ve şok gibi hayati sorunlara yol açabilir. Bu dönemde kesinlikle erken tanı, destekleyici ve net tedavi hayati önem taşır.
Yelken Göğüs Belirtileri Nelerdir?
Tanılaması son derece kolay olan yelken göğsün en yaygın belirti ve bulguları şu şekildedir:
- Ağrılı solunum
- Nefes darlığı
- Solunum güçlüğü
- Travma oluşan göğüs duvarında paradoksal hareketlenmeler (çökme, dışa doğru hareket etme)
- Taşikardi
- Takipne
- Krepitasyon ve subkutan amfizem
Yelken Göğüs (Fail Chest) Tanısı
Yelken göğüs olguları paradoksal göğüs hareketleri ile kolayca tanılanabilir. Yaklaşık olarak göğüs kafesi travmalarının %5 ila %15’i yelken göğüs şeklinde gelişir. Nefes almada göğüs kafesinin içeri, vermede ise dışarı hareket etmesi ile karakterize olan bu hastalık, solunum sıkıntısı gibi belirtiler ile saptanabilir. Kimi hastalarda bu tip göğüs kafesi hareketleri olmadığında ek görüntüleme teknikleri uygulanabilir.
Akciğer Grafisi: Bu yöntem travma ile meydana gelen kırıkların net şekilde görüntülenmesini sağlar, bazı vakalarda çekilme yönü kırıkların görüntülenmesini engelleyebilir. Ayrıca pnömotoraks ve hemotoraks gibi durumlara yol açan bulgular da akciğer grafisi ile tespit edilebilir. Pnömotoraks göğüs boşluğunda fazla hava birikimi ile karakterize bir hastalıktır. Hemotoraks ise göğüs duvarına kan birikmesi ile meydana gelir. Her iki sorun da acil müdahale gerektirir.
Bilgisayarlı Tomografi: Yelken göğüs hastalarını tespit etmek için BT yöntemi de sıklıkla uygulanır. Bu görüntüleme yöntemi hayati aciliyet taşıyan pnömotoraks ile hemotoraks durumlarının da teşhis edilmesini sağlar. Ek olarak akciğerdeki damar yapılarının ve soluk borusunun da detaylı olarak görüntülenmesine yardımcı olur.
Sonuç olarak yelken göğüs bulguları ile sebep oldukları her iki yöntem ile kesin olarak tespit edilebilir. Dolayısıyla hastaya uygulanacak tedavi yönteminin tercihi bu yöntemler sonucu daha iyi kararlaştırılabilir.
Yelken Göğüs Tedavi Yöntemleri
Yukarıdaki yöntemlerle yelken göğüs (Fail Chest) tanısı konan hastalarda çeşitli tedavi yöntemleri başlatılabilir. Erken ve destekleyici tedavilerin başlatılması son derece önemlidir. Aksi halde hayati komplikasyonlara neden olan daha ciddi sorunlar ortaya çıkabilir ve bunların tedavisine geç kalınırsa vakalar ölüm ile sonuçlanabilir.
Erken dönem tedavileri ise ileri dereceli hasar oluşumunu önler ve tedavinin yüksek başarı ile tamamlanmasına yardımcı olur. Vücutta çeşitli problemlere neden olan yelken göğüs hastalarının en kısa sürede iyileştirilmesi gerekir, bunun için travma sonrası ile hastaneye yatışa kadar geçen sürede şu hususlara dikkat etmek önemlidir:
- Hastanın havayolu, nefes alıp vermediği kontrol edilmelidir.
- Ambulanstayken hastanın oksijen tedavisi alması ve entübasyona hazırlıklarının tamamlanması önemlidir. Özellikle 65 yaşın üzerindeki hastalarda karbondioksit değeri yüksek, oksijen değeri ise düşüktür. Buna yönelik entübasyon hazırlığının en kısa sürede yapılması gerekir.
- Hastaya hızlıca damar yolu açılması gerekir.
Hastaneye varıştan sonra hasta ölüm oranı ilk müdahaleye göre %10 ile %40 arasında değişiklik gösterir. Vakaya eşlik eden pnömotoraks ile hemotoraks hastalık seyrini yakından etkiler. Hastane öncesi uygulanan işlemlerin hastanede kontrolü önemlidir.
Paradoksal hareketlerin sabitlenmesi için dıştan bantlama ve bası uygulamaları tercih edilebilir. Erken entübe edilen hastalarda daha ciddi komplikasyonların oluşma riski fazlasıyla düşer.
Özellikle oksijen seviyesi düşük ise erken entübe daha önemli hale gelir, bu da hastalığın seyrini değiştirebilir.
Ciddi vakalarda cerrahi operasyon ile hareketlerin sabitlenmesi tercih edilir. Bunun için hiçbir şekilde soluk alıp veremeyen hastalara mekanik ventilasyon uygulanır ve hastanın göğüs hareketlerinin sabitlenmesi sağlanır.