Primer toraks (göğüs duvarı tümörleri), erkeklerde kadınlara kıyasla 2 kat daha sık ortaya çıkan kötü huylu tümörlerdir. Bazı durumlarda herhangi bir bulguya neden olmadan gelişen bu durumlar, kimi hastalarda çeşitli enfeksiyonlar ile deri altı şişliklerine neden olur.
Göğüs duvarı tümörleri genellikle başka organlarda gelişen kanserin yayılımıyla gerçekleşir ve en etkili tedavi yöntemi ameliyattır. Bu kanserler, bütün primer kanserlerin %5’ini kapsayan bir grupta yer alır. Cerrahi müdahale ve hasta takibi ile tümörün başarılı şekilde alınması mümkündür.
Primer Toraks Göğüs Duvarı Tümörleri Nelerdir?
Toraks; yanda kaburgalar ile kaburgayı koruyan kas dokusu, arkada omurlar, önde iman tahtası kemiği, aşağıda diyafram kası, yukarıda ise köprücük kemiği ile sınırlanan bölgedir. Diğer adıyla göğüs olarak bilinir. Toraks duvarı, göğse kafes şeklini ve dayanıklılığını veren yapıdır. Bölgede yer alan kas ve kemik sistemi, karın kaslarıyla birlikte solunumun devam etmesine katkı sağlar.
Göğüs duvarında kas, iskelet sistemi veya bağ dokuyu alakadar eden farklı tümörler gelişebilir, bu tümörlerin çoğu kötü karakterli kanser hücreleridir. Toraks duvarı tümörleri primer ve sekonder olarak sınıflandırılır:
- Sekonder tümörler başka organlardan sıçrayan metastazlardır ve plevra, akciğer, meme gibi komşu dokulara yayılır.
- Primer tümörler, göğüs duvarının kendi yapısından kaynaklanır ve kemik, kıkırdak ile yumuşak dokulara yerleşir. Kemik ve kıkırdaklardaki tümörlerin %50’si kaburgada, %30’u kürek kemiğinde, %20’si ise göğüs kafes kemiğinde yer alır.
Primer Toraks Göğüs Duvarı Tümörleri Belirtileri
Primer toraks duvarı tümörleri, herhangi bir bulgu vermeden gelişebildiği gibi, farklı sempromlara da neden olabilir. En yaygın belirtiler;
- Ağrı,
- Deri altı şişlikleri,
- Enfeksiyon
Yumuşak dokuda gelişen tümörler genellikle ağrısız olur, kemikten kaynaklananlarda ise ağrı ön plandadır. Bu nedenle ağrılı şişlikler, toraks duvarı tümörünün ilk belirtilerindendir. Vücutta anormal bir şişlik veya ağrı olması durumunda vakit kaybetmeden uzman hekime başvurmak gerekir.
Primer Toraks Göğüs Duvarı Tümörleri Teşhisi
Toraks duvarı tümörü şüphesi olması durumunda, hastadan ilk olarak detaylı öyküsü dinlenir ve fizik muayene uygulanır. Görüntüleme tekniklerinden akciğer grafisi oldukça önemlidir. Gerekirse bilgisayarlı tomografi ile manyetik rezonans yöntemlerine başvurulabilir.
BT ile kaburga yapıları ile kemik içi hasar durumu görüntülenir, MR ile yumuşak doku tümörleri ve damar ilişkisi belirlenir. Bu teknikler sonucu göğüs duvarı tümörü teşhisi konulursa, hastada acil tedavinin başlatılması gerekir.
Primer Toraks Göğüs Duvarı Tümörlerinin Tedavisi
Göğüs duvarı tümörlerinde genellikle uygulanan tedavi yöntemi cerrahi operasyondur. Toraks duvarı ameliyatında tümörün negatif kısmı vücut dışına çıkarılır. Çıkarılan dokudaki hücre tipine göre tümörün iyi veya kötü huylu olduğu anlaşılır, buna göre çıkarılacak alanlar net şekilde belirlenir.
Hızlı gelişen tümörler için kemoterapi ile radyoterapi yöntemleri uygulanmalıdır. Kimi hastalarda göğüs duvarında tümör kalması durumunda şüphe duyulur ve bölgede kontrol sağlamak için kemoterapi uygulanır.
Büyük kısmı alınan tümörlerde ise ameliyattan sonra bölgedeki boşluğu doldurmak ve bu sayede hastanın nefes alış verişini rahatlatmak için özel uygulamalar yapılır. Bu tekniklerde özel materyaller ile vücut kas, deri yamaları kullanılır. Kullanılan materyaller, vücudun genel yapısı ve esnekliğini bozmayacak malzemelerden yapılır. Hastalığın ilerleyişi ve hastanın durumuna göre malzeme seçimine ameliyattan önce karar verilir.
Göğüs duvarı ameliyatı tümörün yapısı, çıkarılan parçanın ebatı ve geride kalan boşluğun ek işlem gerektirmesi durumuna göre farklı sürede tamamlanır. Yumuşak doku ameliyatları ortalama 30 dakika sürer, daha geniş ve komplike bir tedavi gerektiren durumlarda ise ameliyat süresi 5-6 saate kadar çıkabilir.
Ameliyattan Sonraki Süreç
Ameliyattan sonra genellikle akciğer boşluğuna, ameliyat bölgelerine ve kas altına vücudun ameliyat travması ile ürettiği sıvıları boşaltmak için drenaj tüpler yerleştirilir. Bu tüplerin takip edilmesi ve gerekli boşalmayı sağladıktan sonra çıkarılması gerekir.
Kimi hastalar yataklı servise yollanır, kimi hastalar ise yoğun bakımda tutulur. Bu süre hastanın yaşı, uzun dönemli hastalıkları ve ameliyat etkisine göre belirlenir.
Yoğun bakımda kalan hastalarda düzenli akciğer filmleri ile laboratuvar tetkiklerinin uygulanması gerekir. Takibe alınan hastalar 5-6 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra servise yönlendirilebilir.
Hastaların ortalama 12 saat gözlenmesi ve istirahat etmesi, ameliyattan 1-2 hafta sonra ise günlük hayatına dönmesi beklenir.